Click to rate this post!
[Total: 1 Average: 5]

Bel Fıtığı Neden Olur?

Yapılan araştırmalara göre insanların yüzde 80’lik dilimi hayatının bir bölümünde bel ağrısı şikayeti yaşar. Bu ağrıların çok farklı sebepleri bulunur ve bunlardan biri de bel fıtığıdır. Toplum içerisinde sık karşılaşılan bir hastalık olarak bel fıtığı, kronik bir hale gelmeden ve daha ciddi problemler yaratmadan tedavi edilmelidir.

Omurgalar arasında disk olarak adlandırılan ve elastiki bir yapıya sahip olan kıkırdak bir doku bulunur. Bu doku omurgalara baskı yaptığı zaman öne doğru kayar. Bu kayma sonucu sinirler sıkışır ve bel fıtığı meydana gelir.

Ağır bir şey kaldırıldığında, vücut ani olarak zorlandığında, bel üşüdüğünde ya da ters bir hareket yapıldığında bel fıtığı ortaya çıkabilir. Bel fıtığında en önemli nedenlerden biri de stresin ya da kaygının uzun sürdüğü durumlarda kasların gerilimin yükselmesidir.

Bel fıtığının oluştuğu durumlarda ortaya şu belirtiler çıkabilir:

  • Tek bir ayağa ya da iki bacağa birden vuran ağrı,
  • Ayaklarda uyuşma,
  • Hareketlerde kısıtlılık,
  • Oturmakta ve yürümekte güçlük çekme,
  • Çok çabuk yorulma,
  • İktidarsızlık,
  • Denge bozukluğu ve yürüyememe,
  • İdrar kaçırma.

Bel fıtığında bu belirtilerde yalnızca biri görülebileceği gibi, birkaçı ya da hepsi bir arada da görülebilir. Erken teşhis sonucunda bir uzman tarafından acil olarak tedaviye başlanması büyük önem taşır.

Bel Fıtığında Risk Faktörleri Nelerdir?

Bel fıtığının en sık görüldüğü grup 30 ila 60 yaş aralığıdır. Fakat nadir de olsa bu yaş grubunun dışında bulunan insanlarda da görülebilir. Bel fıtığında öne çıkan risk faktörlerini ise şu şekilde listelemek mümkün:

bel fıtığı risk grupları

Obezite

Aşırı kilolar bel fıtığının en önemli nedenlerinden biri olarak gösterilir. Çünkü omurga vücut ağırlığını taşır. Bir diğer yandan omurganın esnekliğini sağlayan disklerin ekstra bir baskıya maruz kalması sinirlerin sıkışmasına neden olur.

Hamilelik sırasında da vücudun ağırlık merkezinin değişmesi nedeniyle bel fıtığı gerçekleşme ihtimali bulunur.

Hareketsiz Yaşam Tarzı

Vücut ağırlığının taşınması konusunda yalnızca omurganın değil, kasların da çok önemli bir görevi bulunur. Boyun, sırt, bel ve karın kaslarının fonksiyonlarını yitirmesi ya da güçsüz bir hale gelmesi, kasların taşıması gereken yüküm omurga üzerine binmesine neden olur.

Bu da bel fıtığına zemin hazırlar. Bu yüzden kas gücünün korunması adına hareketsiz yaşam tarzından uzaklaşmak ve düzenli olarak egzersiz yapmak gerekir.

Sigara ve Alkol Tüketimi

Sigaranın disklerde dejenerasyona neden olduğu ve aynı zamanda iyileşmeyi yavaşlattığı bilinmektedir. Alkol tüketimi ise kemik sağlığını olumsuz yönde etkileyerek mineral kaybına neden olur ve sağlıksız bir yapı ortaya çıkar. Bu yüzden sigara ve alkol kullanımı bel fıtığı konusunda tetikleyicidir.

Omurga Yapısına Uygun Şekilde Hareket Etmemek

Belli başlı işleri yaparken, omurganın fizyolojisine uygun şekilde hareket etmek gerekir. Ağır kaldırma, itme ve çekme gibi hareketler kontrollü şekilde gerçekleştirilmelidir. Yerden yük kaldırılacağı zaman dizler kırılmalı, yükseğe konacak yüklerde merdiven ya da sandalye gibi araçlardan yardım alınmalı, masa başında çalışırken dik bir pozisyonda oturulmalı ve omurga yapısının korunması için bel bölgesine küçük bir yastık konulmalıdır. Bu gibi uygulamalar gerçekleştirmek bel fıtığı riskini azaltacaktır.

Bel Fıtığı Risk Grubundaki Meslekler

Bazı mesleklerde çalışanları insanların gerçekleştirilen fiziksel aktiviteler nedeniyle bel fıtığına yakalanma riski daha yüksektir. Söz konusu meslek gruplarını şu şekilde listeleyebiliriz:

  • İnşaat işçiliği gibi ağır şekilde fiziksel aktivite gerektiren ve ağır yükler kaldırmanın gerekli olduğu meslekler,
  • Kamyon, araba ya da otobüs kullananlar ve vücudun aşırı şekilde vibrasyona maruz kalmasına neden olan meslekler, uzun yol yapan şoförler,
  • Sürekli olarak öne eğilmeyi ya da sağa ve sola dönmeyi gerektiren meslekler,
  • Uzun süre oturmayı ya da ayakta durmayı gerektiren meslekler, uzun süre ofislerde ve masa başında çalışmayı gerektiren meslekler,
  • Futbol, halter, güreş, kürek ve benzeri sporları gerçekleştiren kişiler.

Bu meslek gruplarında bulunan kişilerin bel fıtığına yakalanma riskini ortadan kaldırmak için düzenli olarak kontroller gerçekleştirmesi ve önerilere uyması gerekir.

Bel Fıtığında Teşhis ve Tedavi

Bel fıtığı teşhisinde klinik muayene ve hekim gözlemleri genellikle belirleyici olur. Gerekli görüldüğü durumlarda MR gibi görüntüleme yöntemlerine ve EMG adı verilen sinir ölçüm testine başvurulabilir. Bel fıtığı teşhisi konduktan sonra hastalığın safhasına da bağlı olarak hastaya yaşam tarzı değişiklikleri önerilir. Uygulanabilecek diğer tedavi yöntemleri ise şu şekilde listelenebilir:

  • Ultrasonik ısıtma tedavisi, sıcak ve soğuk uygulama, elle masaj ve elektrik uyarıları,
  • Bir fizik tedavi uzmanı ya da fizyoterapist eşliğinde çekme ve germe (traksiyon) yöntemi,
  • Korse kullanımı,
  • İlaç tedavisi.

Eğer bel fıtığından kaynaklanan şikayetler tüm bu tedavi yöntemlerine rağmen sona ermiyorsa; hastanın ağrıları artmış, his ya da kuvvet kaybı meydana gelmiş ve hasta idrar ya da gaitayı tutamaz hale gelmiş ise, bu durumda cerrahi müdahale gerçekleştirilir. Bel fıtığı cerrahisinde mikroskopik diskektomi, mikroskopsuz cerrahi ve endoskopik diskektomi olmak üzere 3 farklı yöntemden yararlanılabilir.

Sonuç olarak bel fıtığı, alınacak önlemler ve yaşam tarzı değişikleri ile önlenebilecek bir hastalıktır. Bu yüzden özellikle risk grubunda bulunan mesleklerde çalışanların doktorlar tarafından verilmiş önerilere kulak vermesi gerekir. Öneriler her hasta için özel olarak uzman bir hekim tarafından verilmelidir.

İlginizi Çekebilir

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

TOP
WhatsApp