Omurga ve Omurilik Yaralanmaları Farkı Nelerdir?

Click to rate this post!

[Total: 2 Average: 5]

Omurga ve Omurilik

Omurga ve omurilik, insan sağlığı açısından hayati öneme sahip. Omurga ve omurilikten birinde meydana gelen bir problem, insanların hareket etmesini sınırlayabilir ve hatta tamamen engel olabilir. Bu da oldukça ciddi bir problemdir.

Çünkü her insan, günlük aktivitelerinin tamamını hareket etmeden gerçekleştiremez. Dolayısıyla omurga ve omurilikte meydana gelen yaralanmaların ne kadar ciddi olabileceğinin farkında olmak önemlidir.

Peki omurga ve omurilik arasındaki farklar ile omurga ve omurilikte meydana gelebilecek olan yaralanmalar nelerdir?

İçindekiler [Göster]

İçindekiler

Omurga ve Omurilik Arasındaki Fark Nedir?

Omurga, 23 tanesi hareketli ve 10 tanesi hareketsiz olmak üzere 33 farklı kemikten oluşur. Bu kemikleri birbirine bağlayan bağ dokuları, eklemler ve diskler bulunur. Omurga en temelde vücut ağırlığının yaklaşık üçte ikisini taşıyan bir taşıyıcı olarak değerlendirilebilir.

Aynı zamanda omurga başı, kolları ve bacakları birbirine bağlar, iç organları ve aynı zamanda omurga içerisinde bulunan omurilik sinirini korur. Omurganın bölümlerini şu şekilde listeleyebiliriz:

Boyunda bölgesinde bulunan 7 adet servikal omur,
Göğüs bölgesinde bulunan 12 adet torasik omur,
Bel bölgesinde bulunan 5 adet lomber omur,
Sakrum kemiğini oluşturan 5 adet sakral omur,
Kuyruk sokumu bölgesinde 4 adet koksiks omur.

Bu omurlardan sakral ve koksiks omur dışındaki omurlar vücudun hareket etmesini sağlar. Yani omurga bir yandan vücudun dik durmasını, bir yandan da hareket etmesini sağlar.

Omurilik ise omurganın içinde yer alır ve aslında merkezi sinir sisteminin hayati değere sahip olan, en önemli parçasıdır. Boyundan başlayarak kuyruk sistemine kadar uzanır. Beyinden aldığı sinyalleri ve emirleri kollara, bacaklara ve gövdeye götürerek irtibatı sağlar.

Aslında omurilik beynin gönderdiği emirleri omurga aracılığıyla taşımadığı sürece kolların, bacakların ya da gövdenin hareket etmesi mümkün değildir.

Yani omurga ve omurilik arasındaki farkı değerlendirmek gerekirse; omurilik beyinden aldığı emirleri omurga içerisinden geçerek kollara, bacaklara ve gövdeye iletir. Alınan bu emirler ile birlikte omurga kolları, bacakları ve gövdeyi hareket ettirir.

Hem omurgada hem de omurilikte, hem fiziksel yaralanma ve travma gibi durumlara bağlı olarak, hem de başka hastalıklara bağlı olarak yaralanmalar gerçekleşebilir.

Omurga ve Omurilik Yaralanmaları Nelerdir?

Omurga yaralanmaları genellikle çökme kırığı, patlama kırığı ve çıkıklı kırık olmak üzere üçe ayrılır. Omurun ön kısmının çökmesi çökme kırığı, omurun orta ya da arka kısmının kırılması ve kırılan kemik parçalarının omuriliği zedelemesi patlama kırığı, omurga üzerine binen yükün artması ile iki omurun birbiri ile olan bağlantısının kopması ise kırıklı çıkık olarak adlandırılır.

Eğer yalnızca omurga yaralanması varsa, bu durumda ortaya boyun, sırt, bel ağrısı ya da kas spazmı gibi belirtiler ortaya çıkar.

Eğer omurilik yaralanması da gerçekleşmiş ise, bu durumda ortaya uyuşma, kol ve bacaklarda hissizlik, güç kaybı, idrar ya da dışkı tutamama gibi belirtiler çıkabilir. Omurga yaralanmalarının büyük bir kısmında omurilik zedelenmesi meydana gelmez fakat omurilik zedelenmesinin olduğu durumlarda felç ve ölüm gibi ciddi riskler ortaya çıkabilir.

Omurga ve omurilik yaralanmaları başta trafik kazası, yüksekten düşme, ateşli silahlarla yaralanma, spor etkinlikleri sırasında meydana gelen kazalar olmak üzere pek çok farklı sebebe bağlı olarak gelişebilir. Aynı zamanda kemik erimesi yani osteoporoz hastalığı olan yaşlı hastalarda çok küçük düşmelerde ya da düşük enerjili travmalarda bile omurga yaralanmaları meydana gelebilir.

Omurga ve omurilik yaralanmalarında ortaya çıkan belirtiler doğrudan bu sorunu gösterebilir. Fakat tanı için genellikle röntgen, bilgisayarlı tomografi ve MR yöntemleri kullanılır.

Omurga ve omurilik yaralanmalarında kırığın ya da yaralanmanın şiddetine göre korse ve alçı tedavisi, ameliyat ya da vertebroplasti ve kifoplasti yöntemleri uygulanabilir. Tüm tedavi yöntemlerinin, felç ya da daha ciddi sorunların ortaya çıkmaması adına uzman bir hekim tarafından gerçekleştirilmesi hayati öneme sahiptir.