Click to rate this post!
[Total: 1 Average: 5]

Siyatik (Sinir Sıkışması)

Bel ve bacak ağrıları, hemen hemen tüm insanların hayatlarının bir döneminde yaşadıkları sıkıntılardır. Bu ağrıların pek çoğunun sebebi ciddi problemler değildir ve genellikle kendiliğinden geçer. Yine de bazı durumlarda bu ağrılar altta yatan ciddi problemleri gösteriyor olabilir. Örneğin bel fıtığı ve siyatik bu nedenlerden bazıları olarak gösterilir. Siyatik tedavisi gerçekleştirilebilen bir hastalık olmakla birlikte, erken teşhis önemlidir.

Siyatik Nedir?

Belin alt kısmındaki 4. ve 5. sinirlerden çıkan, kalçanın ortasından geçerken topuğa kadar inen sinir siyatik sinir olarak adlandırılır. Vücudun en önemli sinirlerinden biri olarak adlandırılan bu sinir, aynı zamanda vücudumuzda bulunan en uzun sinirdir. Siyatik sinir bacak hareketlerini sağlamakla görevlidir. Dolayısıyla bu sinirde herhangi bir sıkışma ya da problem meydana gelirse, bacaklarda ağrı oluşabilir. Siyatik sinirinde meydana gelen bu ağrı da siyatik ağrısı olarak isimlendirilir.

Siyatik ağrısı bazı durumlarda bacağın arka kısımlarına ve ayaklara kadar yayılıyor olsa da genellikle kalça ve bel bölgesinde başlar. Bazı hastalarda kasık bölgesine genişleyebilir. Siyatik ağrısının pek çok insanda karşılaşılan en yaygın şikayetleri bacaklarda güç kaybı, reflekslerde azalma ve bacak hareketleri ile birlikte şiddetlenen ağrıdır. Siyatik ağrısı tek bir tarafta olabileceği gibi iki tarafta da olabilir. Hastalığın ilerlemesi ile birlikte belirtilerin şiddet kazanması mümkündür. Özellikle ağır işlerde çalışan ve düzenli olarak spor yapmayan insanlar risk grubunda yer alır.

Siyatik (Sinir Sıkışması)

Siyatik Belirtileri Nelerdir?

Siyatik sinir sıkışmasının en yaygın görülen belirtisi belden ayağa kadar uzanan ağrılardır. Hareket esnasında ağrılar genellikle şiddetlenir. Hastalığın ilerleyen aşamalarda bacaklarda kuvvetsizlik ve hatta kalıcı hareket kaybı oluşabilir. Siyatik hastalığının en sık karşılaşılan belirtileri ise şunlardır:

  • Bacakların alt kısmında ya da ayaklarda karıncalanma,
  • Ağrının bulunduğu bölgedeki ayağın sürüyerek hareket ettirilebilmesi,
  • Hareketlerin kısıtlı bir şekilde yapılmaya başlanması,
  • Herhangi bir tarafa eğik durma ve dik durmakta zorlanma,
  • Ayak parmakları ve topuk bölgesinde batma hissi,
  • İdrar ya da gazı tutamama, bağırsak ve mesane problemleri.

Burada özellikle son belirti, hastalığın artık son seviyeye geldiğini ve acil olarak önlem alınması gerektiğini gösterir. Gerekli önlemlerin alınmadığı durumlarda bir daha geri döndürülemeyecek ciddi ve kalıcı problemler ortaya çıkabilir.

Siyatik Neden Olur?

Siyatik hastalığının ortaya çıkmasındaki en temel neden fıtıklaşan bir disk olmakla birlikte, farklı nedenlere bağlı olarak da siyatik gelişmesi mümkündür. Bel bölgesindeki bir sıkışma, kalça kaslarından geçen siyatik sinirin sıkışması, travmaya bağlı olarak ayaklarda ya da diz eklemlerinde meydana gelen zedelenme ya da gerilme durumları siyatik ağrılarının en sık karşılaşılan nedenleri olarak gösterilebilir. Toplum içerisinde siyatik ağrılarının karşılaşılan diğer nedenleri olarak ise şunları gösterebiliriz:

  • Kasların, kemiklerin ya da kemik çevresindeki dokuların zayıflaması, genellikle ilerleyen yaşa bağlı olarak omurilikte meydana gelen değişimlere bağlıdır. Bu durum disklerin fıtıklaşmasına ve ortaya kemik darbeleri çıkmasına neden olabilir. Tüm bunlar siyatik ağrılarının oluşmasına zemin hazırlayabilir.
  • Obezite ya da vücudun ideal kilosunun üzerinde olması omurga üzerinde biriken baskıyı artırır. Bu baskı ile ortaya çıkan spinal değişiklikler siyatiğe neden olur.
  • Kaza gibi travmatik durumlar siyatik sinir sıkışması yaratabilir.
  • Uzun süre araç kullanmak, uzun süre vibrasyona maruz kalmak anlamına gelir. Bu da siyatiğin nedenlerinden biridir.
  • Ağır yük taşıma ya da sırtta meydana gelen ani yön değişimleri siyatiği tetikler.
  • Uzun süre oturarak çalışan ya da hareketsiz bir yaşam tarzına sahip olan bireylerde siyatik gelişmesi ihtimali yüksektir.
  • Diyabete bağlı olarak sinir sisteminde hasar oluşumu meydana gelebilir. Söz konusu sinir hasarı siyatik sinirde de meydana gelebilir.
  • Gebelik sırasında alınan kilolar siyatik sinir üzerinde baskı oluşturabilir. Özellikle göğüslerin ve karın bölgesinin büyümesi vücudun ağırlık merkezinin değişmesine neden olur. Bu da siyatik sinir üzerindeki baskıyı artırarak sinir sıkışmasına neden olabilir.

Eğer kişiler yukarıdaki nedenleri göz önünde bulundurarak yaşam tarzı değişiklikleri gerçekleştirirse, siyatik sinir sıkışması yaşama ihtimali de aynı oranda azalır.

Siyatik Nasıl Tedavi Edilir?

Hemen hemen tüm hastalıklarda olduğu gibi siyatikte de tedavi konusunda hastanın durumu, hastalığın şiddeti ve ağrıların altında yatan neden belirleyicidir. Hastalığın henüz başlangıç evresinde olduğu durumlarda belirtilerin hafifletilmesi için ağrı kesici ya da kas gevşetici ilaçlar kullanılabilir. Gerekli görüldüğü durumlarda antiinflamatuar ilaçlardan da destek alınabilir. Ağrıların biraz daha şiddetli olduğu durumlarda epidural steroid enjeksiyonu ağrıların hafifletilmesine yardımcı olur. Tüm bunlara ek olarak bazı fizik tedavi uygulamaları da belirtilerin hafifletilmesi konusunda etkilidir.

Fakat hem bacaklarda ciddi güç kaybı, hem de bağırsakları ve mesaneyi kontrol etmede güçlük başladıysa, uygulanması gereken tedavi cerrahidir. Eğer yalnızca sinir üzerindeki baskının hafifletilmesi amaçlanıyorsa lomber laminetokmi işlemi uygulanır. Fakat diskin tamamen ya da kısmen çıkarılması gerektiği bir durum oluşmuşsa, bu durumda diskektomi yöntemi uygulanır.

Tüm bunlara ek olarak siyatik ağrılarının hafifletilmesi için hastaların başvurabileceği bazı yöntemler şunlardır:

  • Düzenli olarak egzersiz yapmak,
  • Esneme hareketleri, yoga ya da pilates,
  • Sıcak kompres,
  • Masaj ya da akupunktur,
  • Uzun süre hareketsiz kalınan durumlarda ara ara hareket etmek,
  • Ağrıya şiddetlendirebilecek aktivitelerden uzak durmak,
  • Ağır kaldırmaktan kaçınmak.

Söz konusu öneriler siyatik ağrılarının hafiflemesine yardımcı olabileceği gibi, siyatik sinir sıkışması gibi bir problemin ortaya çıkmasına da engel olur. Hem ilaç kullanımı hem de fizik tedavi uygulamaları konusunda mutlaka bir doktordan tavsiye almak gerekir. Eğer hastalığın tedavisi için ameliyat gerekliyse, uzman ve alanında deneyimli bir cerrah tarafından gerçekleştirilen operasyonlarda başarı oranı son derece yüksektir.

İlginizi Çekebilir

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

TOP
WhatsApp