Click to rate this post!
[Total: 1 Average: 5]

Zona Ağrısı

Zona; halk arasında “gece yanığı” olarak bilinen, sıklıkla ağrı ve ağrı sonrası başlayan deri dökülmeleri ile karakterize bir hastalıktır. Yaşlanma nedeniyle bağışıklık sisteminin baskılanması veya diğer kronik hastalıklar zonanın ana nedenleri arasında sayılabilir. Kesin tedavisi olmayan hastalık, erken dönemde teşhis edilirse semptomları azaltmaya yönelik ilaçlar kullanılabilir ve bu durumda yaşam standartlarının yükseltilmesi mümkün olur. Aksi halde ağrı ve diğer semptomlar kontrol edilemeyecek hale gelebilir.

Zona Nedir?

Zona hastalığı, aynı zamanda suçiçeğine neden olan “varicella zoster” isimli virüsün sinir sistemine yerleşmesi nedeniyle ortaya çıkar. Daha önce su çiçeği geçiren kişilerde de zona hastalığına rastlanabilir çünkü virüs bir kez vücuda girdikten sonra uzun yıllar inaktif şekilde kalabilir ve zaman içinde aktif hale gelerek bu hastalığa neden olabilir. Vücudun herhangi bir bölgesine tutunarak bağışıklık sisteminin baskılanmasından güç alan bu bakteri; yüz, göğüs, karın, sırt gibi farklı bölgelerde deri dökülmelerine ve şiddetli ağrılı kabarcıklara neden olur.

Zona sonucu oluşan cilt kabarcıkları kabuk bağlayana kadar bulaşıcı özellik taşır, bu nedenle zona hastalarının bu evrede kendini karantina altına alması ve özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan çocuklardan ve yaşlılardan uzak durması son derece önemlidir. Bu şekilde hastalığın diğer bireylere bulaşması önlenebilir.

Zona

Zona Kimlerde Görülür?

Zona hastalığı genellikle 50 yaş üstü kişilerde ve bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde ortaya çıkar. Bununla birlikte; bağışıklık sistemini baskılayan ilaç kullananlar ve çocukluk döneminde suçiçeği hastalığı geçirenler de risk grubuna dahil edilir. Çocukluk döneminde vücuda giren suçiçeği virüsü zamanla uykuya geçer ve bağışıklık sisteminin çökmesiyle birlikte yeniden aktifleşir. Uzun süre aktif olmayan bu virüs; özellikle idrar yolu enfeksiyonları, AIDS, ağır grip ve kanser gibi hastalıklardan sonra tekrar uyanır. En önemli risk faktörü ise yaşlılıktır ve hastalık en çok yaşlılarda görülür. 50-70 yaş arası bireyler hastalığın en çok görüldüğü gruptur fakat diğer nedenlere bağlı olarak her yaştan bireyde zona hastalığına rastlanabilir.

Zona Belirtileri Nelerdir?

Zona hastalığı, vücudun farklı bölgelerinde meydana gelen döküntü, kaşıntı ve kızarıklık gibi semptomlarla karakterize bir hastalıktır. Sıklıkla karın, sırt, göğüs ve yüz üzerinde görülen bu belirtiler vücudun diğer bölgelerinde de oluşabilir.

En önemli bulgulardan biri de vücudun tek bir tarafında bant şeklinde oluşan lezyonlardır. İçi su dolu kırmızı renkli döküntüler önceleri iltihaplıdır ve zaman içinde kuruyarak kabuklanır, döküntüler ağrılı yaralara dönüşmedikçe vücutta iz bırakmaz.

Zona hastalığının diğer karakterize özellikleri ise şu şekilde sıralanır:

  • Halsizlik ve yorgunluk
  • Baş ağrısı
  • Karın ağrısı
  • Kas güçsüzlüğü
  • Baş dönmesi
  • Yüksek ateş
  • Mide bulantısı
  • Işık hassasiyeti
  • Yanma, karıncalanma, uyuşma
  • Ağrılı ve içi su dolu kabarcıklar

Zona ile Ortaya Çıkan Diğer Rahatsızlıklar

Zona genellikle yukarıdaki semptomlarla birlikte gelişir ve tutunduğu bölgedeki lenf bezlerinde şişmeye neden olur. 60 yaş üstü ve kronik hastalığı olan bireylerde komplikasyon riski çok daha yüksektir. Semptomlar genellikle 2-6 hafta devam eder fakat kişinin sinir onarımına bağlı olarak 4-5 aya kadar sürebilir. Diyabet hastaları ve yaşlılarda ağrılı semptomlar aylarca devam edebilir, zaman içinde birden fazla kez tekrarlayabilir.

Zona Nasıl Önlenir?

Zona hastalığının tedavisinde erken teşhis son derece önemlidir çünkü erken müdahale sayesinde özellikle yüz bölgesinde oluşabilecek felçler, işitme ve görme sorunları, enfeksiyonlar gibi ciddi problemler önlenebilir. Ayrıca zona belirtileri bulaşıcı özellik taşıdığından bu dönemde hastanın ve hasta yakınlarının bilgilendirilmesi de fazlasıyla önemlidir. Aksi halde, özellikle risk grubuna dahil olan diğer bireyler de aynı semptomlardan etkilenebilir.

Zona semptomlarının uzun süredir var olduğu durumlarda ise deri şikayetlerine şiddetli ağrı belirtisi de eşlik eder, ek olarak AIDS, HIV, kanser gibi ciddi rahatsızlıklar nedeniyle oluşan semptomlar hayat standartlarını kötü yönde etkileyecek boyutlara ulaşabilir.

Zonadan korunmak adına şu önerilere dikkat edilmesi faydalı olabilir:

  • Zona koruyucu aşılarla önlenebilir. Tek doz uygulanan zona aşısı hastalığı büyük oranda engeller fakat nadiren de olsa aşılı bireylerde de hastalık görülebilir. Ancak bu durumda semptom şiddetinde azalma mevcuttur ve enfeksiyon süresi oldukça kısadır.
  • Suçiçeği aşısı da zona hastalığından korunmada etkili olabilir. Çocukluk döneminde rutin olarak uygulanan bu aşı, daha önce suçiçeği geçirmemiş yetişkinlere de önerilir. Aşı hastalığa yakalanılmayacağını garanti etmez fakat şikayet şiddetini düşürür ve daha kolay bir enfeksiyon süreci yaşamaya yardımcı olur.

Zona Nasıl Tedavi Edilir?

Hastalık semptomları genellikle 2-6 hafta devam eder ve kendiliğinden geçer. Çoğu kişi hayatında bir kez zona hastalığına yakalanır fakat virüsün vücudu terk etmediği durumlarda semptomlar tekrar edebilir. Bu gibi durumlar özellikle bağışıklık sisteminin zayıflığından kaynaklanır ve hekim müdahalesi gerektirir.

Zona tedavisine başlamadan önce hastalığın teşhis edilmesi gerekir, bunun için deri üzerinde oluşan ağrılı döküntüler karakterize özellik taşır. Fiziksel muayene ve tıbbi geçmiş incelemesi ile birlikte hastalık teşhisi kolaylıkla konulabilir. Bazı durumlarda deri üzerindeki lezyonlardan kültür alınarak laboratuvarda incelenebilir.

Zona hastalığının kesin bir tedavisi yoktur fakat hekim tarafından reçete edilen ilaçlar tedavi sürecinin iyileştirilmesini ve enfeksiyon şiddetinin azaltılmasını sağlar. Ayrıca ilaç kullanımı komplikasyon riskini azaltır ve hayat standartlarını düşüren semptomların şiddetini hafifletir. Genellikle ağrı kesici ve enfeksiyon önleyici ilaçlara ek olarak deri merhemleri de kullanılır. Bu süre boyunca bağışıklık sistemini kötü yönde etkilememek için yeme-içme alışkanlıklarına dikkat edilmesi ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarının geliştirilmesi tavsiye edilir.

Şu önerilerin uygulanması zona komplikasyon riskini azaltmada etkilidir:

  • Tedavi sürecinde alkol ve sigaradan uzak durulmalıdır. Bu ürünler ilaçların etkisini azalttığından ve bağışıklık sistemine zarar verdiğinden tedavi sürecini olumsuz yönde etkiler.
  • Hastalık boyunca soğuk suyla duş almak ve kabarcıklara soğuk kompres uygulamak ağrının hafifletilmesini sağlar.
  • Kabarcıklar kabuk bağlayana kadar karantina altında kalmak son derece önemlidir.
  • Tedavi boyunca bireyin kendini rahatlatması ve stresten uzak durması gerekir.
  • Düzenli egzersiz yapmak ve taze meyve sebze tüketmek bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olur. Bu nedenle hastalık sürecinde ve sonrasında sağlıklı beslenme planının uygulanması önerilir.

Zona hastalığı; özellikle göz çevresinde ağrılı kabarcıklara neden olduysa acil hekim müdahalesine gereksinim vardır. Aksi halde enfeksiyon nedeniyle göz komplikasyonları oluşabilir ve kalıcı görüş kaybı yaşanabilir. Bu tür şikayetlerin bir anca tedavi edilebilmesi için hekim önerisiyle uygun ilaç kullanımının başlatılması gerekir.

İlginizi Çekebilir

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

TOP
WhatsApp